((¯`» ﷲ ﷲ ((¯`» ﷲ ﷲ WwW.gulcemaat.Tr.Gg ﷲ ﷲ «´¯)) ﷲ ﷲ «´¯))
  SÜNNET'İN ÖNEMİ
 

Hak Resûl olan Resûlullah (s.a.v) Efendimiz?e Rabbi, Kur?ân?ı şerh edip açıklamasını şu âyetle emretmiştir:
?(Ey Resûlüm) sana da Kur?ân?ı indirdik ki, kendilerine indirileni, insanlara açıklayasın.? (1)
İnsanlara da, Resûlü?nün açıklamalarıyla amel etmelerini, uymalarını, nehyettiklerinden sakınmalarını şu âyetle emretmiştir:
?Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasak ettiyse onu da almayın.? (2)
İslâm dîninin iki temel kaynağı Kur?ân-ı Kerîm ve sünnettir. Yüce Allah (c.c)?ın kelâmı olan Kur?ân-ı Kerîm, şerîatın aslı, doğru yolun kaynağı ve güvencesidir. Hz. Peygamber (s.a.v)?in en büyük mûcizesi ve çağlar boyu O?nun peygamberliğine delâlet eden ve edecek olan bir alâmettir.
Sünnet ise; Kur?ân?ın açıklaması, hükümlerin îzâhı, prensiplerinin tafsîli ve getirdiği yasaların tamamlayıcısıdır. Kuşkusuz sünnet, mâsum olan Peygamber (s.a.v)?den sâdır olduğu tesbît edildiği zaman kendisine uyulması vâcip olan bir kânun ve hidâyettir. (3)
Resûlullah (s.a.v)?in risâleti döneminde söz, fiil, takrîr, ahlâk ve hayat tarzıyla Kur?ân?ı en güzel biçimde açıklamış ve yaşamıştır. İşte sünnet dediğimiz bu engin servet, Kur?ân?ı pratiğe geçirmenin bir ürünüdür. Peygamber (s.a.v), ?Kur?ânî çizgi? üzerinde vahyin kontrolünde hayat sürmüş, aynı zamanda Kur?ân mektebinin eğiticiliğini yapmıştır. Bu sebepledir ki, o?nun hayat tarzı, öğretileri ve uygulamaya çalıştığı prensipleri o?na ?Üsve-i Hasene? (En Güzel Örnek) olma hüviyetini kazandırmıştır. O?nun vahyin kontrolünde söylediği sözler, uygulamaya koyduğu hayat prensipleri, Müslümanların vazgeçemeyecekleri, itâat ve teslîmiyet gösterecekleri prensiplerdir.
Her mü?min biliyor ki; Resûl-i Ekrem (s.a.v)?in emrine, sünnetine sımsıkı bağlanmak, o?na itâat etmek, Allah (c.c)?a itâat demektir. Zîrâ Resûl-i Ekrem (s.a.v)?in sünneti, Kur?ân?a tâbîdir:
?Kim Resûl?e itâat ederse Allah?a itâat etmiş olur.? (4)
Resûlullah (s.a.v), Allah?ın Habîbidir. Allah (c.c) o?nu Hak Din ile göndermiş, o?na en mükemmel şerîatı, en güzel ibâdeti, en âdil kânûnu ve hayat sistemini vermiştir. (5) Dünyâ ve âhirette saâdet ve kurtuluş, Allah (c.c)?ın kulları arasından seçmiş olduğu ve beşerin donanabileceği en güzel sıfat ve ahlâklarla donattığı Resûl?e ittibâdadır:
?(Ey Resûlüm, onlara) de ki; ?Eğer Allah?ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.? Allah Gafûr?dur, Rahîm?dir.? (6)
O Allah (c.c)?ın peygamberidir. (7) Kendi nefsinden bir şey söylemez. (8) Getirdiği her şeye kayıtsız-şartsız îmân edip teslîm olunan, yüce bir ahlâk üzere bulunan emîn bir Resûl (9), insanlara düşkün (10), mü?minlere çok merhametli ve onlara hayır dileyen, zahmet çekmemiz kendisini inciten ve üzen bir Resûl (11), sünnetleri ile yaşantımızın kemâlâtına, görüş ve ufkumuzun genişlemesine, Rabbimiz?in bizden istediği kulluğu daha net kavramamıza ve ihtiyaç duyduğumuz her bilginin bize ulaştırılmasına vesîle olan, şâhid, müjdeci ve uyarıcı olarak, Allah (c.c)?ın izniyle, O?na dâvet edici, hem de nur saçan bir kandil olarak gönderilmiş olan bir Resûl (12)?dür....
Resûl-i Ekrem (s.a.v), Allah (c.c)?ın peygamberidir ve bizlere nefsimizden daha sevimlidir. Bu sevgi, îmânı kemâle erdiren bir sevgidir. (13) O, Allah?ı ve âhiret gününü arzû eden ve Allah (c.c)?ı çok zikreden kimseler için en güzel örnektir. (14) O, öyle bir örnektir ki, aslâ hevâsından bir şey söylemez. (15) Çünkü Allah (c.c)?ın rahmetiyle her türlü haramdan korunmuştur. (16) o?nun örnekliği her çağda, her toplum ve her yer için geçerlidir. İbâdetlerimizi ve tâatlerimizi o?nun yaptığı gibi yaparız, hayâtımızı o?nun şekillendirdiği gibi düzenleriz. Velhâsıl her işimizi o?na uydururuz. Çünkü o, Allah (c.c)?ın Resûlü ve aynı zamanda ins ve cinnin peygamberidir:
?Nitekim size, içinizden âyetlerimizi okuyan, sizi arındıran, size kitap ve hikmeti öğreten ve bilmediklerimizi öğreten bir elçi gönderdik.? (17)
?Allah ve Resûlü, bir şeye hükmettiği zaman, mü?min erkek ve kadınlar için işlerinde seçme hakkı yoktur. Kim Allah?a ve Resûlü?ne isyân ederse muhakkak ki o apaçık dalâlettedir.? (18)
Bu âyetlerde ve daha birçok âyetlerde de beyân edildiği üzere Allah ve Resûlü, Kitâb ve hikmet ayrı ayrı zikredilmiştir. Allah?ın hükmetmesi ve Kitâb?dan kasıt; Kur?ân-ı Kerîm?dir. Peygamber?in hükmetmesi o?na itâat ve ?hikmet?ten kasıt da, Resûlullah?ın sünnetidir. (19) O hâlde Kur?ân?a uymak farzdır. Peki sünnete uymanın hükmü nedir? Hazret-i Resûlullah?tan geldiği sâbit olursa sünnete uymak da farzdır. Ancak bu, sünnette yer alan her husûsa uymanın farz olduğu şeklinde anlaşılmamalı, bilakis sünnete uymanın farz oluşundan ?tıpkı Kur?ân?ın bütününü kabûl etmenin farz oluşu gibi- bir kurum veya model olarak onu kabûl etmenin farz olduğu anlaşılmalıdır. (20)
Biz bu araştırmamızda Hazret-i Peygamber (s.a.v)?in, bahsetmiş olduğu sünnetinin, dindeki ve Müslümanların hayâtındaki yeri üzerinde duracağız.
Sünnetin İslâm dînindeki konumu oldukça önemlidir. Bu durum öncelikle Kur?ân âyetleriyle, daha sonra da yine bizzat Resûlullah (s.a.v)?in hadîsleriyle temellendirilebilir. Yine sünnetin Kur?ân?ı beyânı ve beyan çeşitleri de üzerinde hassâsiyetle durulması gereken bir konudur.
Sünnetin Müslümanların hayâtındaki yeri, o?nun verdiklerini almak, o?na itâat,o?nun ?Üsve-i Hasene? oluşu gibi yönleri de konuyla alâkalı mühim alt başlıklardır. Sünnetin bağlayıcılığı ve onlarla ibâdetlerin tamamlanması konularını da bunlara eklemeliyiz.
Sonuçta hiçbir Müslümanın sünnetten müstağnî kalamayacağına ve o?nu kendisine rehber edinmesi gerektiğine, gerçek saâdetin ancak Resûlullah (s.a.v)?in sünnetine ittibâ ile mümkün olacağına dikkat çekmek istiyoruz.*
_______
1) Nahl (16): 44. 2) Haşr (59): 7. 3) Muhammed Ebû Şehbe, Sünnet Müdâfaası, Tercüme: Mehmet Görmez-M. Emin Özafşar, Rehber Yayıncılık, Ankara, 1989, I/37. 4) Nisâ (4): 80. 5) Yâsîn (36): 4. 6) Âl-i İmrân (3): 31. 7) Fetih (48): 29. Necm (53): 3. 9) Kalem (68): 4. 10) Kehf (18): 6. 11) Tevbe (9): 128. 12) Ahzâb (33): 45-46. 13) Tevbe (9): 24. 14) Ahzâb (33): 21. 15) Necm (15): 3. 16) Yâsîn (36): 3-4; Hac (22): 67; Neml (27): 79. 17) Bakara (2): 151. 18) Ahzâb (33): 36. 19) İmâm Şâfiî, er-Risâle, Tahkîk: A. M. Şâkir, 65. 20) Hayri Kırbaşoğlu, İslâm Düşüncesinde Sünnet, 184.
*Bitirme tezi olarak hazırladığım bu çalışmanın isminin tesbîtinde, tez hâline gelmesinde yardımlarını esirgemeyen Prof. Dr. Müctebâ Uğur?a, maddî ve mânevî desteklerini esirgemeyen, şu ânda rahmet-i Rahmân?a kavuşmuş bulunan Abdullah Çetin Fârûkî Hocaefendi?ye ve destekleriyle bu çalışmanın tez hâline gelmesinde katkıda bulunanlara teşekkürlerimi borç biliyorum.

 
  gulcemaat.tr.gg  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol